3 Ağustos 2009 Pazartesi

Sesini kimseye duyuramayan Dorothy kafasını bir yere çarpar, bayılır ve: Oz Ülkesi'ne hoşgeldiniz dostlar!


3:10 ya 3:10! ve ben halen uyumadım. sabah yine göz altlarım çökmüş ve kararmış bir şekilde kendime aynadan bakarak lanet edicem. her zaman hayatta bir şeye bağımlı veya vazgeçemeyen insanlardan olmamayı istemiştim. ama karpuz yata yata büyür, hiçbir çaba göstermedim. şimdi de kalkmış laf ediyorum boktan halime. ulan şu hayatta kendine bi' hedef seçip etrafında dolandın mı diye sormazlar mı adama? sorarlar lan. billa sorarlar.


ben gördüm geçende sorarlarken. neyse bize ne. biz kendi sıramızı savalım geçsin gitsin. bi paket dört damlalı orkid, üç-dört tane 2si1 arada ve bir de ipod işimizi görür. ama görmüyor işte. olmuyor. ben çok değil, oz büyücüsü'nün kitabını istemiştim yalnızca. çünkü o benim ilk okuduğum kitaptı ve karakterlerinin hepsi bendim. çünkü yaşadığım yerde de sürekli hortum çıkıyor ve ben hepsinde yolumu kaybediyorum. ama bana yardım edeceğine inandığım bir büyücüm yok. inansam da öyle biri yok. zaten dorothy'e de yardım etmiyor. sağolsun orda da kendimizde olanları her zaman göz ardı ettiğimiz gerçeğini yüzümüze vuruyorlar ve gümüş pabuçlarını kullanıyor benim kız. kendinde olan birşey yani. anlarsan.


dorothy yıllarca en sevdiğim isim olarak bende yer etti. tüm barbi bebeklerimin adı dorothy idi. sarışın dorothy, esmer dorothy, zenci dorothy, ...


korkuluk da bendim, evet. çünkü kendime beyin aramakla geçti bütün yaşantım ve halen geçmekte. aynen senin gibi. ne kadar sıçsam da hayatımın içine, ne kadar etrafa bulaştırsam da huzursuzluğumu; önüme dünyanın gelmiş geçmiş en yüce akıllarını koysalar da yine kendiminkini seçerdim. insan olmanın verdiği bencillik mi dersin, bildiğin yoldan şaşmama mı dersin ne bok dersen de. ben yiyorum o boku ve napalım. öyleyken böyle..


kalp de aradım ya ben yıllarca. ne sikim bi şeymiş. sonra bıraktım onla ilgili olan herşeyi. dedim teneke adam olmak iyidir. ama bunu farketmedi teneke adam ve sahip oldu bir kalbe. o da bulacak belasını çok geçmeden, verecekler eline haberi yok.


cesaret arayan korkak bir aslana gelince.. aslında onun cesareti bir yerlerde araması da ilginç. kendine bakamayacak kadar kendinden korkuyor. tüm mesele bu. çünkü ondaki o cesaret kendisini bile korkutuyor.


ah oz büyücüsü.. onca sarı yol takip ettik, onca engelleri ağaç keserek aştık ama sen çözümü yine bizde ortaya çıkardın. acıyı hissettirecek bir kalp, doğru yolu bulmaya adanacak sefil bir beyin ve asla herşeye yetebileceğine inanmadığım cesaret yükledin bana. biliyorsun kazanan yine sensin. bunlara sahip olan ben ise sanırım 1-2 gr fazlalaştım. ötesi değil.


halbuki sana hiç doğunun veya batının cadısından söz etmedim. aslında onlar da sensin. içimizde en yücemizsin karanlıktan korksan ve kötülük yapa yapa kanın kurumuş olsa bile. hep sana özendim. hatta filmini ilk izlediğim zamanda denedim biliyor musun? üzerime bir bardak suyu döktüm ve eriyip kaybolmayı çok diledim. erimedim, dolayısıyla kaybetmedi beni bir bardak su. yalnızca her yağmur yağdığında ben şemsiye kullanmadım ve aklıma doğunun büyücüsü olmak geldi. hep de gelecek biliyoruz. ama benle birlikte kaç kişinin daha? onu bana bi söyleseydin..

ps: piç judy garland, çok güzelsin. söylediğin şarkılar da beynimi sikmedi. sesin de oldukça şahane!

5 yorum:

gerisi önemli değil... dedi ki...

:)

filmde dorothy'yi oynayan kız 30 yaşlarında ve çirkin. ilgi çekici bir yanı yok. üstelik o kadar övülmesine rağmen film ve konusunu sıradan. andersen'den masallar bile daha güzel. altı üstü bir kansas muhabbeti işte...

kısaca;

büyücüye gerek yok, valla bak. "ol" de olsun, "öl" de ölsün...

Deniz dedi ki...

hah!

övenleri bilmem amma ve lakin çocukluğum için etkisi göz ardı edilemez bi' masal. bilirsin bilinçaltı vs işleri falan. hem nasıl altı üstü bir kansan muhabbeti diyebilirsin ki?? kansas'da adım başı oz büyücüsüne filan mı rastlanılıyor anlamadım.
hem börtü böceğin konuşması hiç ilgimi çekmedi bildim bileli, belki ondan. mesela o kadar dizi yapıldı cici köpekleri konuşturan, ben bir tanesinin bir bölümünü baştan sona izlemeye bile katlanamadım. mistik şeyler senin ilgini çekmediği kadar ilgimi çekiyor, büyücüler vs olayları. ol desem de olsa..

gerisi önemli değil... dedi ki...

yerdeniz öykülerinin hastasıyım, büyünün alası orada var, bu hikaye bana fazlasıyla basit geldi, bir numarası yok bence.

Deniz dedi ki...

Le Guin'i nasıl kıyaslayabilirim Oz ile! ben, ben sadece Oz Büyücüsü işte..

gerisi önemli değil... dedi ki...

ha hah, hatta hah ha, hangisini daha çok seviyorsun karar ver, ya biri, ya ötesi, yoksa sana göz bağı yapmak zorunda kalırım!!!