14 Temmuz 2009 Salı

bulutlar ülkesinden kuru topraklara.. indir beni, sez beni, yaz beni..



artık bokun boku olduğumu düşünüyorum. sevgili olacak adamlarım aşkı\sevdayı piç ediyorlar. aile desen, bence hiç deme. siktir olup gitmeyi düşünüyorum bu diyardan. alışık olduğum insanlardan, merhaba demek zorunda kalmadığım bir şehir, vişne suyu olmayan bir kasaba, sezen aksu'nun cırlak cırlak "aşk aşk aşk aşk aşk aşk ve aşk aşk" diye ağlayan, zırlayan ve de dediğim gibi cırlayan sesini duymadığım bir yer var mı bildiğin?
ulan bir anne böyle yapar mı? ya da bir insanın annesi senin değerlerine saygı göstermiyorsa el'den ne beklersin. piç oldu beynim.
ananem ile öğle yemeği yerken sözleşmiştik, akşama balkonda içecektik birlikte bir kaç kadeh bişi. neden dilime aldım bilmiyorum ki!!!
ben daha körpe kadarken babam olanın kafasını mutfağın seramik duvarına vururken hatırlıyorum. ben daha körpe kadardım babam olanın anne olanıma kardeşe hamileyken tekmeyle dövdüğünü hatırlıyorum. ben daha körpe kadarken babam olanın annem olanı aldattığı kadını kapı deliğinden baktığımda gördüm. sonuç ne? ne olabilir; erkeklere ömrü boyu güvensiz, kendine güvenini de sorgulayan ucube bir kız! ama ben kötü oluyorum, içip içip döven benmişim gibi davranıyordu annem hep. tek bir artım vardı, dışarıda sevilen bir çocuktum. okuldaki başarımdan dolayı istanbul'un bursunu topluyordum da evimiz resmen lisedeyken öyle dönüyordu. ama anneme bir türlü yaranamazdım. zaten babam olanla bi kaç yıldır konuşmuyorum. annem sağolsun, batı görünümlü doğu beynine sahip.
didem'e gittim. yemek yedik, geleneği bozmadık çay içtik. dedik zaman bolken, hazır ayağımızda sahil yürüyelim. nitekim eve geldim üstümü değiştirdim. çıktık yola, o ismail türüt deyimiyle uşakların olduğu yerde abazalar boy boy, renk renk. çingenesi, polisi, sevgilisi olanı, olmayanı, yaşlısı, atletiği sıra sıra. ulan şerefsizler ne dikizliyorsun? önceden böyle değildi. işte kendini bilmez piç erkekler yüzünden 6'da gidiyorum denizin tadını çıkarmak için, temiz havayı solumak için. gidiyorum buz denizime, hop hop hopluyorum, zıplıyorum, mayoma girmiş kumları kayıtsız çıkarabiliyorum. benim sahip olduğum bu vücudu da nah görürsünüz.
eve geldim, kapıyı açtı babam olan, masaya baktım 1 yıldır gardrobumda sakladığım kırmızı sek şarabımın dibine vurmuşlar. hiçbirşey söylemedim. havlumu aldım direk banyoya. çıktım halen kayıtsızlar. patladım patlicam. bağırdım olanca gücümle suratına.
-anne ben onu neden saklıyorum bilmiyor musun? hani birlikte içecektik, hani söylemicektin o(babam olan)na??? neden dolabımı karıştırıyorsun, neyim bu evde ben, niçin saygı göstermiyorsun benim alanıma, benim kaç defa hevesim böyle kırıldı senin yüzünden, hep böyle yapıyorsun bana, ne önemsediğin var ne bir sırrımı sakladığın!
ulan insan evladının sırrını saklamaz mı, eve geliyorum, 'anne, galiba ben bi oğlandan hoşlanıyorum, bugün öpüştük'. ertesi gün teyzem 'ee kız olanında bu yaşta sevgilisi varsa baştan beyinden çıkmış demektir, çok gezen pabuç bok getirir, gezmemeli öyle erkeklerle.' suyuna gidiyordum teyzemin diyordum 'teyze kimseye söyleme de sana bişi anlatcam'(ağızdan lafı almak ne demek, direk uğraşmadan söyler karşımdakiler) ben daha adımı atmadan 'annen anlattı.' ne olsa yani ne dirhem bokum olsa herkes bilirdi. bir de tembihlerdim bak anne söyleme nolursun kimseye. bilmesini istemiyorum kimsenin. yok ben kendime söylüyorum sanki. hele öyle şeyler var ki resmen kadın bir keresinde yılbaşı gecesiydi galiba herkesin ortasında biliyor musunuz '(adım)'da şöyle şöyle yapmış da böyle halt etmiş' diye hayatımın en büyük yanlışını söylemişti ya! hele de kavga etmeyelim. ben sinirlendiğimde zaten evdekiler ses çıkarmaz, bilirler pis olurum öyle zamanlarda. ne yanlışım varsa olur olmadık kimselerin yanında yüzüme vurur. e öyle öyle ne olucak? tabii ki arsızlığa vuruyordum ergen iken. şimdi hiç ses çıkarmıyorum.
uyuyamıyorum, bazen yemek yemediğim günler oluyor, kahvenin dibine vurduğum günlerim, odamdan dışarı adım atmadığım haftalarım var. kimin umrunda?
ben hep susardım, etrafımdakiler anlatırdı. kime diyebilirdim ki?
-babam dün içti, annemi ölesiye döverken 9 yaşındaki erkek kardeşim korkusundan mutfaktaki bıçakları alıp kendini odaya kapadı, saat 1 olduğunda polisi aradım. ifade verdikten sonra babam büyükannemin evine gitti. anlayacağın kan gövdeyi götürdü bizde yine dün akşam. ee senden naber?

Hiç yorum yok: