23 Haziran 2009 Salı

dredg'den yatahaze aç öyle oku benim bilokumu. yoksa öl pardon.


insanlar neden birbirlerini yargılamaktan bu kadar haz alır ve o pis meraklı salyalarıyla sorgulamaktan çekinmezler. hem de hiç çekinmiyorlar. ve bu da çok aptalca değil mi ya? aptal saptal senaryolar kurarak buna inanan zavallılar var biliyoruz. ve bunlar gittikçe çoğalıyorlar. farkedin farketmeyin çok da yakınlarınızda olan insanlar bunlar.misal en yakın arkadaşınız size 'neden beni şu saatte aramadın' diye bir soru yöneltiyorsa orada onun sizi neden yargıladığını bir durup düşünmeniz ve düşündürtmeniz gerek. haböyle insanlardan da olabildiğince uzağa gidin. sığ düşünmekten öteye gidemeyenlerin felsefesidir bu. neden öyle yapmadın neden böyle davranmadın. hatta 'nedensen böylesin'e kadar gidebilir bu. gitmesini bırakın direk benliğinizi yargılarlar aslında. bi de demezler mi abi, abla nasihatı şunu yap bunu yap diye. ya sen kimineyi neden sorguluyorsun a kıt akıllım. bu senin ne haddine. kendini bir gözden geçir, yok çeki düzen ver. yahu sana ne? sana ne vazife. böyle diyenlere inanıntek cevabım, a sen ne kadar güzel düşünüyorsun da peki ya bunları, şunları yapan kim? beni de bu kadar düşündüğünü bilmiyordum, amacın nedir?amaçları nedir hakikaten anlaşılmazlar. refüze edersin anlamazlar, bok atarlar. bok atmanın dayanılmaz hafifliği içinde savrulup giderler hayatlarda ordan oraya.herşeyi ve herkesi bir statükoya oturtma çabası içindedirler bir de. düşüncelerinizi, davranışlarınızı, sürdüğünüz mor ojeyi bile bir nedene bağlamaya çalışırlar.halbuki nedeni yokur o oje renginin, o gece tercih edilen beyaz şarabın, seviştiğin adamın, inanmayı istediğin düşüncenin. sen öyle istiyorsundur bundan öte ne?ötesi yoktur ya yoktur işte bu kadar basit. ama onlar herşeyi komplike hale getirmeye amaçlamışlardır kendilerini. adeta otokontrol kazanmışlardır bu durum üstüne.tebrike edilesi düzen kurmuşlardır hayatlarında. hatta 'ay en yakın arkadaşım sensin, tüm sırrımı biliyo, ay bunu da mı oha yani yapmicamı bilmiyo musun, sence ben yapmış mıyımdır öle bişi canım' diye bik bik bik sizin onu ne kadar iyi tanıdığınızı, sizin ona ne kadar yakın olduğunuzu söyler dururlar. halbuki onun dediğinin üç çarpı beş katı kadar uzaksınızdır birbirinize.çıkarcı pislikler işte. sırf sizin bir şeylerinizden etkilenmişlerdir ve bu özelliğinizi sömürerek kendi benliklerine katmak için sizle vakit geçirirler. aslında onları deli gibi etkilemişsinizdir. erkek olsun kadın olsun böyledir. etkilendikleri o her ne ise, onu sizin gibi başkalarını etkilemek uğruna kelimelerinizi, hareketlerinizi, mimiklerinizi, o andaki masumiyetinizi çalıyorlar. bunlar sakil insanlardır. irite olduğunuzu yüzlerine pökürürsünüz yine dezıvanadan çıktıkları için bu konuda tam bir asalak gibi davranıp geleneği bozmazlar ve vaziyeti ruhiyeleri ne ise devam ederler. ha bunların erkek versiyonları da yakın arkadaş ayağına yatıp bir zaman aralığında bombayı patlatırlar. onları da hiç anlamam uçkuruna düşkün ibişler. bunlara herkesiniçinde anlayacağı dilden yüzlerine tükürerek anlatacaksın ne menem bi'şi' olduklarını. neyse. kızdım yine. kimseyi yargılamamak lazım. zaten aranızdaki ilişki kendi boyutuna vardığı zaman bir-iki sene bile aramasanız; tesadüfen karşılaştığınız yerde bile samimiyetinizden hiçbir şey kaybetmezsiniz.ne karşınızdaki neden diye sorar ne de siz bu anlamsızca tepkinin altında nefessiz kalırsınız.



ha bir de bu gün ademoğlu bana mesaj attı durduk yere, aynen iletiyorum:

-Bu akşam ölürüm. Beni kimse tutamaz. Sen bile tutamazsın. Yıldızlar tutamaz. diye


aklıma gelen tek şey o malum hikayeydi. nihaha


Murat Kekilli'nin bu şarkıyla parladığı zamanların birinde bu meşhuroğlu akşam sokakta gidiyormuş. sarhoşun teki bunu görmüş yanına gelmiş :


-Bu akşam ölmeyenin ta *mına koyayım Murat ağbi.


demiş.


bu da öyle bi anımdır.


dedim mi, yok demedim tabii ki. coquettish'liğime yakışmıyor böyle şeyler di mi beni kızdıran adam?

5 yorum:

yokamania dedi ki...

Yaşlandıgı donemlerde Serge Gainsbourg'a sivri zekalı bir gazeteci yapma penis mi yoksa burun mu istersin diye sormuş.
Aldığı cevap; "ikiside aynı şey aslında, her şeyime burnunu sokma derler ya hah işte o aslinda sikmeyin beni demektir."

yokamania dedi ki...

Bu arada Murat Göğebakan hadisesi de iyiymiş baya guldurdun benı aksam aksam...

yokamania dedi ki...

Aman yaa, Murat Kekilli ana işte...

Deniz dedi ki...

anladım efendim. ben de çok gülmüştüm zamanında. hatta mesajı görür görmez yarıldım da. neylersin karşındakine anlatılmaz bu. anca okutulur.

:)

casaubon dedi ki...

Herkes herkesi yargılar çünkü kendisini yargılayamaz...

Son kısımdaki hikaye süpermiş...