5 Ağustos 2010 Perşembe

new direct message

lanetli aşk tanrısı beni yalnız yakaladı
seni tek dostum olarak görmemeli miyim
duvardaki yazıyı okumalı mıyım
güzel şarkı söylüyor değil mi
ve sen de tıpkı bir ölü gibisin
her şeyin tersine döndüğü bir rüya gibi
bana karşı aynı çılgın hisleri duymuyor
şarkımdaki kederi duymuyor gibi
bir yerlerde seni arayan köylü bir beyefendi var
adam var
senin uzmanlık alanından eminim haz alacaktır
çünkü senin öpücüğün tüm haplardan daha iyi
çünkü seninleyken aşka inanıyorum
ne yaptığımın bir önemi yok
ne zaman ağlasam geliyorsun
üzgünüm efendim


kapılardan sadece biletli müşteriler geçebilir
hayatın ufak tefek serüvenleri işte

vazgeçebilirsin


saçlarım hafiften lüle ve koyu kahverengi olmasına rağmen çoğu zaman aralarından sarılar parlar.

7 yorum:

Adsız dedi ki...

yazık sana!
hep böyle içli haller hep böyle birine dair imalar, mesajlar...
ne olacak senin bu halin!
çok üzücü cidden!!!

Adsız dedi ki...

sana tavsiyem, kapılardan geçenleri önemsemek yerine kapının kendisi ol:)
hem kimbilir böylece mesajsız, 'direkt' bir iletişim kurabilirsin; kendisiyle!

Adsız dedi ki...

off aslında sana hak veriyorum elde değil bazen...
bak mesela, bende mesajlı iletişim içindeyim o'na buradan 'new direct message' yolluyorum, nasıl mı?
işte yaptığım bu yorumlar hepsii birer 'mesaj'.

Adsız dedi ki...

başka mesajlarımda var tabii ki:

işte bana daha önce söylediği gibi 'Ve sen kucağımdayken senı öylesine sarıcam ki kendini, idam edilmekten son anda kurtulmuş bir tutsağın kolları arasında gibi hissedeceksin'i hissetmek istiyorum ya da içime girmesini orada bir kuyuda sığınmasını istiyorum ya da nefesinde kaybolmak istiyorum ya da ara ara yaptığımız gibi sessizliğini paylaşmak istiyorum ama bununla yetineceğimi sanmıyorum fiziksel şartlar daha da el verirse onu tüketmek, bitirmek, yok etmek istiyorum.. olacaksa böylesi ancak benim elimden olsun istiyorum...
çok şey mi istiyorum:)

Deniz dedi ki...

gözlerini gözlerime dikmiş… kaçırıyorum, yine buluyor… “sen, sen bana dokunuyorsun” dedi… “yüreğimde bir yerleri acıtıyorsun, ama anlatılmaz güzellikte bir şey.”*

*alıntı

göknur dedi ki...

“sen, sen bana dokunuyorsun” dedi… “yüreğimde bir yerleri acıtıyorsun, ama anlatılmaz güzellikte bir şey.”*

Çok beğendim cidden...

Ve açıkçası çok tanıdık geldi ama çıkaramadım nerden olduğunu.

Yanılmıyorsam okuduğum bir kitaptan ya da izlediğim bir filmden.

Sakıncası yoksa söyler misiniz?

Şimdiden teşekkür.

Deniz dedi ki...

öykünün adı; "seslerim",

yazarı; atilla atalay.