13 Mayıs 2010 Perşembe

kirlenmiş tabaklar

küstük. sonra öldü o.


rüyadaydım, bana rimbaud okuyordu. diyordu ki;

''bu mekanı hayalinde asla canlandıramazsın.burada tek bir ağaç,kurumuş bir ağaç bile yok,tek bir ot sapı,bir parçacık toprak,bir damla su bile yok.zamanın ötesi sönmüş bir volkanın deniz kumuyla dolmuş bir krateri.burada en asgari bir bitki örtüsü bile yaratmayan lavlar ve kumdan başka görecek ve dokunacak hiçbir şey yok.ortam tamamen çorak bir kum çölünden ibaret.burada kraterin duvarları içeriye hava sızdırmıyorlar ve biz bu deliğin zemininde tıpkı bir kireç ocağındaymışız gibi kızarıyoruz.''

zamanın ötesi

dünyaya geliş nedenimi bir anlayayım, sonra senden özür dileyeceğim Begüm.

ve her gün burada gözümün önüne o bağırarak söylediğimiz gün ki gibi sevdiğimiz o grubun, o kirli sese sahip solistinden annesine yazdığı "now the drugs don't work, they just make you worse" parçasını söylediğimiz gün geliyor. tabii senin sesin hariç yavrum.


"but if you wanna show, just let me know
and i'll sing in your ear again

now the drugs don't work
they just make you worse
but i know i'll see your face again

yeah, i know i'll see your face again
yeah, i know i'll see your face again
yeah, i know i'll see your face again
yeah, i know i'll see your face again

i'm never going down, i'm never coming down
no more, no more, no more, no more, no more
i'm never coming down, i'm never going down
no more, no more, no more, no more, no more"

Hiç yorum yok: