7 Ocak 2009 Çarşamba

Mirror of thoughts

ayak altında dolaşan, bi türlü okunmayan kitaplardan okumadan soğurum. allahım o ne çiledir öyle ya.. odada elini nereye atsan o kitap töbe est. ya oku kaldır allahın belası. oku. sadece oku. oku. okusana lan. bak önceden başka kitaplarını da okumuştun bu romancının, bu da sarıcak muhakkak. ay tamam başladım neyse ki. kitap sardı. okumaktayım mütemadiyen. zaman buldukça okumaktayım. okuyorum.
bursadakiyle konuştum akşam. zaten aklım fikrim ona kayıyor boş zamanlarda. boş zaman aramıyorum kaysın diye ama aklımdan da gitmiyor bebe. ona da bi kelime etme. ya da et. et. allahım terslemek için fırsat kolluyor. ver aynı tepkiyi. koy ortaya. cümlelerini çevir, adın yerine onun adı koy bak nasıl uysallaşıyor. herif manyak.
canım sıkıldı.
otobüsten indim. karşıya geçtim. ilk ışıkları atlattım, yolun ortasında ötekinde kırmızı yanmasın mı. yansın. yandı nitekim. maslaktaki o iş kulelerinden birini sanki yan yatırmışlar da otobüs etmişler. önümde. tam önümde. adım mesafesi yok. geri çektim kendimi. neyse bip bop zip attım karşıya kendimi. şemsiye taşıyamam. şezlong şemsiyesi de taşıyamam ben denize giderkene.. o yağmur, o istanbul.. sanki yağmurunu benim üstüme döktü bugün. geldi 28T. bindim. bindik.
oturdum. saçlarımı açtım. yeniden topladım. şapkanın altında kala kala yapışmışlar. hiç sevmem.
işten çıktı mı acaba? saat daha 5 miş. çalıştırıyorlar mıdır? iş var mıdır şu an? iş varsa çalışıyordur. aman ne ki. ağır iş sanki. neden? neden fikrimde? defol. düşünmek istemiyorum. tüm o konuşmalar, en boş olanları bile affetmiyor.. of allahım. mimikleri, aptal tepkileri, yersiz sıçrayışları, msn deki kelimeleri, o ilk cam açışı, kaçışı.. fikrim karınca yuvasının yanına konmuş bir tatlı. hücum.
hayır. aç kitabı oku Dulcinea. oku. Dulcinea oku. okuyorum.
sayfalar ilerleridkçe otobüs doluyor. cam kenarları çok beter. yağmur suyu direk monta aksın. dirseğin ucundan yukarı, kola doğru yayıl. yana kay. kaydım. belli ki istanbul beyefendisi amcam. -müsadenizle geçebilir miyim? -tabi -mersi..
başla tekrar. çok koyu hissediyorum. kendimi çok koyu hissediyorum. kendimi koyu hissediyorum. koyu hissediyorum. koyu. hissediyorum. hissediyorum. oku. adam gitmiş. selma gelmiş. kaç gündür arıyordu selmayı. -nasılsın ferid? nerelerdesin? hep öyle misin?.. ferit. ferid. fer-it. fer-id. id. d. beeklediği sual bu muydu feridimin. hep 'öyle'.. ne demekti şimdi bu. ne demek istedi selma. bu 'öyle' de bi değiş artık seziliyordu. değişti mi ferid. oku. okuyorum. oku. selmayı ara. bul. hep -öyle- misin? 'öyle'.. ne, nasıl -öyle- miyim? hep -aptal- mıyım, hep -züğürt- müyüm, hep -anlamaz- mıyım... .. .. hep -öyle- miyim?
okuyorum. en kalabalık durak. inenler binenler durdu. otobüs tekrartdan hareket halinde. boynum ağrıyor. kitabı kapadım. etrafı süzdüm. yok. hayır. kimseyle gözgöze gelmek değil niyetim. gözgöze gelip ölü suratlarda göz flörtü değil. yo hayır. aa.
a. aaa. ip gibi dudakları. aynı. parlak. koyu siyah saç. aynı. göz. koyu siyah göz. aynı. aynısı. aynıı. burun. yo bu o değil. hayır değil. sol eliyle kavramış direği. baktı. o da bakıyor. ama değil. yüzüğü var. yok. bu yaşlı. o değil. değil. değil işte biliyorum. sol el. yüzük. neydi? evlilik, nişan, söz? sol neydi. üf hiç öğrenemedin ki.
benzettim. e benziyorlar. benziyorlar ki benzettim. benzemesinler ama. istemiyorum. sevmiyorum öylesini. indi. inecek. insin artık. insin istiyorum. istiyorum. durma öyle bana da bakma. benzettim işte. ne o? hortlamadım. çek gözlerini üzerimden. çekti. indi. gitti. bitti. bittim. benzettim.
anlattım bir bir akşam. güldü. gülsün. benzettim.

Hiç yorum yok: